Sayac


Fatih Lütfü AYDIN
Hoş Geldiniz

Turbe

 

T ÜR B E 

[Turap ( ör. ayağının turabı olayım.), Torpak, Toprak]

Bu çağrışımın da gösterdiği gibi türbe toprak yani mezar oluyor.

Ders almalı, mutasavvıf, nüktedan.

Dine yardım eden, Nasreddin Hocadan.

Nasreddin dinin yardımcısı ya da dine yardım eden demektir. Nasreddin Hoca esprileriyle, fıkralarıyla dinin anlaşılmasına yardım etmiştir.

Fıkrasının birinde mezarının ön tarafında zincirlerle sıkı bir şekilde korunmuş bir kapısının olmasını, diğer taraflarında hiçbir şeyin olmamasını istemiş. Yani bu dünyada nekadar çok mal biriktirip kilitleseniz de sonunda bırakıp gideceksiniz mesajını vermek istemiş.

 

Mezarlarını süslü mermerlerden yaptırmak isteyenlerin, ahireti unutup yalnızca dünyayı talep edenlerin, Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz ayetini kavrayamayıp da Allah katında aciz olan ölülerden yardım dileyenlerin mezarlıkları sık sık ziyaret edip ahireti İnşallah hatırlamaları dileğiyle. Fatih Lütfü AYDIN. 14.09.2011

Not: “Sebebin hususiyeti nassın umumiyetine engel değildir” yani bir hükmün ( Kur’an ayetinin), özel olması ( Hacc – 73’ de putlar ) genellemeye engel değildir. Bu durumda Hacc Suresi’ nin 73. Ayeti yalnızca putları bırakıp Allah’ dan yardım dilemeyi değil, Allah’ dan başka her varlıkdan ( türbede yatanlardan da ) yüz çevirip, Sadece Allah’ dan yardım dilemeyi kapsar.

 

HACC-73

Ey insanlar! Size bir örnek verildi; onu dinleyin. O Allah'ın yanında yakarıp durduklarınız var ya, hepsi bir araya toplansalar bir sinek bile yaratamazlar. Sinek onlardan bir şey kapacak olsa, bunu bile ondan geri alamazlar. İsteyen de âciz, istenen de...

 

Yâ eyyuhen nâsu duribe meselun festemiû leh(lehu), innellezîne ted’ûne min dûnillâhi len yahlukû zubâben ve levictemeû leh(lehu), ve in yeslubhumuz zubâbu şey’en lâ yestenkızûhu minh(minhu), daufat tâlibu vel matlûb(matlûbu).

1.

yâ eyyuhâ en nâsu

: ey insanlar

2.

duribe meselun

: bir misal, bir örnek verildi

3.

festemiû (fe istemiû)

: haydi, öyleyse dinleyin (işitin)

4.

lehu

: onu

5.

inne

: muhakkak

6.

ellezîne ted'ûne

: dua ettikleriniz, taptıklarınız

7.

min dûni allâhi

: Allah'tan başka

8.

len yahlukû

: asla yaratamazlar

9.

zubâben

: bir sinek

10.

ve lev ictemeû

: ve biraraya gelseler, toplansalar bile

11.

lehu

: onun için

12.

ve in

: ve eğer

13.

yeslub-hum
(selebe)

: onlardan (bir şey) kapıp kaçar
: (kapıp kaçtı)

14.

ez zubâbu

: sinek

15.

şey'en

: bir şey

16.

lâ yestenkızû-hu

: onu kurtaramazlar

17.

min-hu

: ondan

18.

daufa

: zayıf, aciz

19.

et tâlibu

: talep eden, isteyen

20.

ve el matlûbu

: ve (kendisinden) talep edilen, istenen

 

 Ayrıca,

Kabirlerdekine İşittiremezsin.

Mezarlıkta Yasin okutmanın din dışı olduğunu kanıtlayan bir ayet. 

 

Fatır, 22,

Yaşar Nuri Öztürk: Diriler de eşit olmaz, ölüler de. Allah dilediğine/dileyene işittirir. Ama sen, kabirlerdekilere işittiremezsin!

FÂTİHA-5

Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.


ÖLÜLERE İŞİTTİREMEZSİN

NEML-80

Yaşar Nuri Öztürk : Sen, ölülere işittiremezsin. Eğer dönüp giderlerse, sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.

İnneke lâ tusmiul mevtâ ve lâ tusmius summed duâe izâ vellev mudbirîn(mudbirîne).

1.

inne-ke

: muhakkak ki sen

2.

lâ tusmiu

: işittiremezsin

3.

el mevtâ

: ölüler

4.

ve lâ tusmiu

: ve işittiremezsin

5.

es summe

: sağırlar

6.

ed duâe

: dua, davet

7.

iza

: olduğu zaman

8.

vellev

: döndüler

9.

mudbirîne

: arkalarına dönenler

 

RÛM-52

Yaşar Nuri Öztürk : Artık sen ölülere işittiremezsin. Dönüp gittikleri takdirde sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.

Fe inneke lâ tusmiul mevtâ ve lâ tusmius summed duâe izâ vellev mudbirîn(mudbirîne).

1.

fe

: o zaman

2.

inne-ke

: muhakkak ki sen

3.

lâ tusmiu

: duyuramazsın, işittiremezsin

4.

el mevtâ

: ölüler

5.

ve lâ tusmiu

: ve duyuramazsın, işittiremezsin

6.

es summe

: sağırlar

7.

ed duâe

: çağrı, davet

8.

izâ vellev

: döndükleri zaman

9.

mudbirîne

: arkalarına dönenler

 

NAHL-21

Yaşar Nuri Öztürk : Hayat bulmaz ölülerdir onlar. Ne zaman dirilteceklerini bile bilmezler.

Emvâtun gayru ahyâ’(ahyâin), ve mâ yeş’urûne eyyâne yub’asûn(yub’asûne).

1.

emvâtun

: cansızdır, ölüdürler

2.

gayru

: başka, hariç, dışında, olmaksızın

3.

ahyâin

: diri, canlı

4.

ve mâ yeş'urûne

: ve şuurunda, bilincinde değillerdir

5.

eyyâne

: ne zaman

6.

yub'asûne

: diriltilecekler

 

 

FÂTIR-22

Yaşar Nuri Öztürk : Diriler de eşit olmaz, ölüler de. Allah dilediğine/dileyene işittirir. Ama sen, kabirlerdekilere işittiremezsin!

 

Ve mâ yestevîl ahyâu ve lel emvât(emvâtu), innallâhe yusmiu men yeşâu, ve mâ ente bi musmiin men fîl kubûr(kubûri).

1.

ve mâ yestevî

: ve musavî, eşit değil

2.

el ahyâu

: hayy, diri, canlı

3.

ve lâ

: ve değil, olmaz

4.

el emvâtu

: ölüler

5.

inne allâhe

: muhakkak Allah

6.

yusmiu

: işittirir

7.

men

: kim, kimse, kişi

8.

yeşâu

: diler

9.

ve mâ

: ve değil, olmaz

10.

ente

: sen

11.

bi

: ile

12.

musmiin

: işittiren (işittirici)

13.

men

: kim, kimse, kişi

14.

fî el kubûri

: kabirlerde

  

 

Yasin,

69.   Yaşar Nuri Öztürk: Biz o peygambere şiir öğretmedik. Şiir ona yaraşmaz/layık olamaz da. Ona vahyedilen, bir öğütten ve apaçık bir Kur'an'dan başka şey değildir;

70.   Yaşar Nuri Öztürk: Diri olanı uyarsın ve inkârcılar üzerine söz hak olsun diye indirilmiştir.

Li yunzira men kâne hayyen ve yehıkkal kavlu alâl kâfirîn(kâfirîne).

1.

li

: için

2.

yunzira

: inzar eder, uyarır

3.

men

: kim, kimse, kişi

4.

kâne

: ... oldu

5.

hayyen

: hayy, diri

6.

ve yehıkka

: ve hak olur

7.

el kavlu

: söz

8.

alâ

: üzerine

9.

el kâfirîne

: kâfirler

 

Not: Bazı kişiler Rum ve Neml surelerinin ilgili ayetlerinde geçen ölüler kelimesinin ruhen yani manevi açıdan ölüleri kasdettiğini yani benzetme yapıldığını iddia ediyor. Yani onlara göre yaşamı sona ermişlere değil de manen ölü olanlara Kur’an işttirilemez. Bu nedenle ölülere okunabilir iddialarına bunu dayanak ediyorlar.

Yalnız Yasin 69-70. Ayetler Kur’an’ın diri olanları uyarmak için vahyedildiğini söylüyor.

hayyen

: hayy, diri

 

Burada değişmeceli ( mecazi ) değil gerçek anlamda diriler kelimesi kullanılıyor. O zaman bu diriler kelimesi değişmecelidir, maneviyat sahibi kişileri kapsar diyemezler, çünkü hayy ya da diri gerçek anlamıyla yaşayan demektir.

Yani Rum ve Neml surelerinde değişmeceyi kullananlar Yasin 69 ve 70. surelerde değişmeceyi kullanamazlar. Söz konusu 2 ayet açık açık Kur’an’ın diriler için vahyedildiğini söylemektedir.

Ayetlerden çıkan bir diğer sonuç ise; Rum ve Neml surelerinde manevi ölülere işittiremezsin deniyor ve Fatır 22'de de kabirlerdekine de işttirilemeyeceği söyleniyor. Yani hem değişmeceli hem de gerçek anlamda ölülere işttirilemeyeceği, söylenmekte.

F.L.A. 09.03.2017

 

Mezar Ziyaretleri ile ilgili Hadisler

 

Hadis No : 5464

Ravi: Ebu Hureyre

Tanım:Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah kabirleri çok ziyaret eden kadınlara ve kabirlerin üzerine mescidler yapanlara, kandiller takanlara da lanet etsin."


Kaynak: Tirmizi, Cenaiz 61

 

Hadis No : 5466

Ravi: Büreyde

Tanım:Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ben sizi kabirleri ziyaretten men etmiştim. Artık onları ziyaret edebilirsiniz. Çünkü onlar size ahireti hatırlatır."


Kaynak: Müslim, Cenaiz 106, (977); Ebu Davud, Cenaiz 81, (3235); Tirmizi, Cenaiz 60, (1054); Nesai, Cenaiz 1

 

Hadis No : 5467

Ravi: Ebu Hureyre

Tanım:Resulullah (sav) buyurdular ki: "Rabbimden anneme istiğfar talep etmek için izin istedim, fakat bana izin vermedi. Kabrini ziyaret etmem için izin istedim, buna izin verdi."


Kaynak: Müslim, Cenaiz 105, (976); Ebu Davud, Cenaiz 81, (3234); Nesai, Cenaiz 108, (5, 90)

 

Hadis No : 5468

Ravi: İbnu Abbas

Tanım:Resulullah (sav), Medine ehlinin mezarlarına uğramıştı. Mezarlara yüzünü çevirerek: "Esselamu aleyküm (selam üzerinize olsun) ey kabir halkı! Allah sizi de bizi de mağfiret buyursun. Sizler bizim seleflerimizsiniz. Biz de arkadan geleceğiz" buyurdular.


Kaynak: Tirmizi, Cenaiz 59, (1053)

 

Hadis No : 5469

Ravi: Ebu Hureyre

Tanım:Resulullah (sav) bir mezarlığa uğramıştı: "Selam üzerinize olsun ey mü'minler cemaatinin mahalle halkı! İnşaallah biz de sizlere kavuşacağız!" buyurdular." [Müslim ve Nesai'de Büreyde'den gelen bir rivayette şu ziyade var: "Allah'tan bizim için de sizin için de afiyet dilerim."]


Kaynak: Ebu Davud, Cenaiz 83, (3237)

 

http://www.islamiyasam.com/KutubiSitte-h_op-hadisgoster-kid-864.html

Sitesinden alınmıştır. 

Sayfa Başına Dönün 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol