Sayac


Fatih Lütfü AYDIN
Hoş Geldiniz

ASIM 3

Çok zaman geçmedi, gördüm ki bizim soytarıyı, 
Geliyor “İlmühaber yaz!” diye, neymiş bakalım? 
– Bir izinnâme. 
        – İzinnâme mi? Hay hay, lâzım... 
Evlenen hangisi? Beyler mi, kerîmen mi, paşa? 
– Onların vakti değil. 
        – Kim ya? 
                – Benim. 
                        – Sen mi? Yaşa! 
Tam da vaktin, hani gün geçmeye gelmez, davran! 
– Hoca eğlenme hemen yazmana bak, işte paran! 
– Ay o murdar kâğıdın pek mi büyük hâtırı ki, 
Beni ürker diye tutmuş sayıyorsun bir... iki?.. 
Kaç paran varsa büküp katla da, indir cebine, 
Yazamam nâfile. 
        – Elbet yazacaksın, sana ne? 
– Hiç adam hâline bakmaz mı be? İnsâf azıcık! 
– Çok şükür hâlime... Nem var? Yüzüm ak, alnım açık.. 
İyi bak sen bana bir kerre! 
        – Hayır, kendin bak; 
Bence bir kellen açık, bir de sakal diplerin ak... 
– Ama sen halt ediyorsun! Sakalımdan size ne? 
– Ne mi? Ondan beleş eğlence mi var seyredene? 
Gülüyor kahvede el, çarşıda bakkal, çakkal; 
Olma beyhûde, ağızlardaki bir parmak bal; 
Çatlasan sofracı Rum’dan karı olmaz adama. 
– Kim haber verdi bileydim?.. 
        – Ne bunak şeysin ama! 
Kim haber verdi, nedir? Sormaya var mıydı lüzum? 
Yediğin herzeyi kör gördü, sağır duydu kuzum. 
Söyletir çarçabuk insan, meğer olsun pek alık, 
Boşboğaz şey, o senin yosma sakal, hasba kılık! 
– Artık elverdi İmam, kellemi kızdırma da yaz. 
– Bana bak: Hiçbir imam böyle rezâlet yazamaz. 
– Ay, rezâlet de diyor sünnete! 
        – Sünnet mi? 
                – Ya ne? 
– Öyle şey yok... 
        – Ne demek! 
                – Dinle, be hey dîvâne: 
Öyle sünnet denemez, her zaman, evlenmek için; 
Vakt olur, sünneti geç, vâcib olur erkek için; 
Vakt olur, sünnet olur... 
        – Söylediğim çıktı, tamam! 
– Vakt olur, bir de bakarsın ki, olur böyle: Haram. 
– Kimseden dinlememiştim bu senin fetvâyı... 
Ne tuhaf! 
        – Sende tuhaflık, kısa kes da’vâyı. 
Çoluğun var, çocuğun var, haremin nâmuslu; 
Yaşın altmış beşi bulmuş, otur artık uslu. 
Neren eksik, be adam, böyle ne var çıldıracak? 
Karı derdiyle yıkılmaz bu kadar yıllık ocak. 
– O nasıl söz? Ben ocak yıkmaya evlenmiyorum. 
– Hiç o seksen kapı gezmiş, o kaşarlanmış Rum, 
Sofracıyken seni koymuş da bu cânım kılığa, 
Hanımım derse, dökülmez mi ki fındıkçılığa? 
Karı kıvrak, paşa hazretleri, şallak mallak; 
Biri hakkıyle edepsiz, biri şartınca salak; 
Evelallah döneceksin çabucak maskaraya; 
Vuracaksın iki üç dalgada baştan karaya! 
Artık evler gidiyor cilveyi kırdıkça madam... 
Oynasın kumda çocuklar! 
        – Ne vazîfen, be adam? 
Avukattan da beter, ay ne kadar herze-vekîl ! 
– Defol ordan! 
        – Hadi yaz kâğdımı! 
                – Yazmam be, çekil! 
– Yazacaksın! 
        – Yıkıl ordan, sana yok ilmühaber; 
Meğer emretmeli rü’yâma girip Peygamber. 
– Yazma sittin sene, pampin, yap elinden geleni; 
Yedi gün sonra duyarsın: Hanım olmuş Eleni!

* * *

 

Asım 3 Kelime Açıklamaları.

 
İlmühaber:


Birinin yer, hâl, medeni durum vb.ni gösteren resmî belge, hâl kâğıdı.
Bir şeyin teslim alındığını gösteren belge, alındı kâğıdı.

http://sozluk.bilgiportal.com/nedir/ilm%C3%BChaber

izinnâme: izin mektubu ( belgesi )


kerîme (A.) [ کریمه ] kız çocuk.


murdar: pis ( değişmeceli olarak helal olmayan ).


Beni ürker diye ( ilmuhaberi yazmaktan vaz geçer diye ).


nâfile: boşuna, ( boşuna uğraşma ).

beyhûde: boş yere.

Olma beyhûde, ağızlardaki bir parmak bal;
Boş yere elalemin ağzına sakız olma, kendini gülünç duruma düşürüp milletin eğlencesi olma.


Çatlasan sofracı Rum’dan karı olmaz adama.
Bence her toplulukta iyi de vardır kötüde. Gerçi Akif burada tüm Rum'ları değil sofracı Rum'ları kasdediyor. 

http://ne-demek.net/anlam%C4%B1/sofrac%C4%B1-ne-demek.html


herze (F.) [ هرزه ] saçma.
Herzeyi: Aklı başında yaşını başını almış kimselerin yapmaması gereken saçmalıkları, rezillikleri vs.


Söyletir çarçabuk insan, meğer olsun pek alık,

meger (F.) [ 1 [ مگر .meğer. 2.oysa.

Alık,

1. sıfat Aptal
"Hısım akrabası budala, alık salık kimselermiş." - H. R. Gürpınar
2. zarf Aptalca
"Alık salık kâğıt oynamaktan kürek çekmeyi de unuttun." - P. Safa


Burada meğer eğer, ise anlamında kullanılıyor bence.

Paşa sofracı Rum'la evleneceğimi kim haber verdi, nasıl duyuldu anlamında sorunca, cevap olarak


Söyletir çarçabuk insan, meğer olsun pek alık, sözü ediliyor: Yani insan eğer aptalsa davranışlarıyla, 

dikkatsizliğiyle çabucak elalemin diline düşer anlamına geliyor bence.


Boşboğaz şey, o senin yosma sakal, hasba kılık: Yani seni elalemin diline düşüren, çapkınlık peşinde koştuğun 

izlemini veren aşırı bakımlı sakalın ve kılığın demek istiyor bence. Yosma ve hasba erkeklerle pek içli dışlı olan, 

birlikte olan kadınlar için kullanılan bu 2 kelime niye sakal ve kılık için kullanılmış. Burada değişmeceli ( mecazi 

) anlamlar üzerinde düşünmek lazım.


yosma 
sıfat
sıfat Şen, güzel, fettan (genç kadın)
"Bir yosma geçiyor kaldırımdan / Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar" - O. V. Kanık

Yosma sakal: kadınları baştan çıkarıcı sakal anlamına gelebilir. 

haspa 
isim alay yollu, şaka yollu
isim Kızlara, kadınlara şaka veya alay yollu söylenen bir söz
"Haspa orada rahat durmamış." - R. H. Karay


Yosma ve Haspa TDK'dan.

Elverdi: artık yeter, inadı bırak, sabrımı taşırma anlamlarına gelebilir.




Ay, rezâlet de diyor sünnete! 
        – Sünnet mi? 
                – Ya ne? 
– Öyle şey yok... 
        – Ne demek! 
                – Dinle, be hey dîvâne: 
Öyle sünnet denemez, her zaman, evlenmek için; 
Vakt olur, sünneti geç, vâcib olur erkek için; 
Vakt olur, sünnet olur... 
        – Söylediğim çıktı, tamam! 
– Vakt olur, bir de bakarsın ki, olur böyle: Haram. 
– Kimseden dinlememiştim bu senin fetvâyı... 
Ne tuhaf! 



Not: Sünnet: Peygamberimizin dini hayata geçirirken ya da  bir olay karşısında izlediği yollar, söylediği sözler ( 

hadis ) ve bulunduğu davranışlar. Öyle keyfinize uyan din dışı işleri sünnet diyerek yasallaştırmayın ( doğru gibi 

göstermeye çalışmayın ) demek istiyor herhalde.,  


– Hiç o seksen kapı gezmiş, o kaşarlanmış Rum,
Not: Yukarıda değindiğim gibi her Rum değil yuva yıkan Sofracı ( herhalde içki sofrası kurup erkekleri eğlendiren Rum 
kadınlar demek isteniyor. Bugünün konsmatris kadınları için belki de o zamanlar sofracı sıfatı kullanıyordu.
Konsmatris: Amacı içkili yerlerde müşterilere bol bol içki içirtip,onlarla sohbet eden kadın.

Kaşarlanmak: yapılan hayasız işlere alışa alışa yüzün artık utanma duygusundan sıyrılmış olması.F.L.A. 


– Hiç o seksen kapı gezmiş, o kaşarlanmış Rum,

Hanımım derse, dökülmez mi ki fındıkçılığa? 
Not: Evin hizmetçisi iken seni bu hale sokan yarın evin hanımı olunca ne fındıklar kırar diyor.

Bazı kadınlar birlikte olduktan sonra ceviz, fındık kırıp erkeklerine işveyle cilveyle yedirirler onlardan para ve 

mal koparmak için.Yani yarın kadın neyin var neyin yok herşeyini alır, seni soyar, ortada bırakır demek istiyor olmalı.

herze-vekîl: Saçma sapan vekil.
Not: Avukat olmayan bazı küçük yerlerde avukat yerine ( vekil: birinin adına ve yerine işgören demektir ) dava 

vekilleri mahkemede avukat olarak savunma yaparlardı.


sittin sene,: 60 yıl, değişmeceli olarak yıllarca.

 

Yedi gün sonra duyarsın: Hanım olmuş Eleni!
Not: 7 gün sonra Eleni evin hanımı olmuş.

 

 


 

* * *


Sayfa Başına Dönün 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol