Sayac


Fatih Lütfü AYDIN
Hoş Geldiniz

1 Mayıs

ŞUARÂ-183

Yaşar Nuri Öztürk : "Halkın eşyasını, değerlerini düşürerek almayın. Yeryüzünde, bozguncular olarak fesat çıkarmayın!"

 

Not: “Halkın emeğini değerlerini düşürerek kiralamayın” şeklinde düşünülebilir. Zaten halkın eşyası derken, insanların emek vererek ürettiği, sepetler, halılar, kumaşlar vs. vs. ler kasdediliyor olmalı. O zaman bu ayet emeğe saygı ayeti olmuş oluyor.

 

HÛD-85

Yaşar Nuri Öztürk : "Ey toplumum! Ölçüyü ve tartıyı tam bir dürüstlükle yapın. İnsanların eşyalarını tırtıklamayın. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak dolaşmayın."

 

Not: İnsanların eşyalarını tırtıklamayın ( aşırmayın, çalmayın ) kısmı, insanların emeklerini çalmayın, emek sömürücülüğü yapmayın şeklinde düşünülebilir.

 

Ayrıca Peygamberimiz bir hadisde “ İşçinin teri kurumadan hakkını ödeyiniz” demiştir.

 

ZUHRÛF-32

Yaşar Nuri Öztürk : Rabbinin rahmetini onlar mı bölüştürüyorlar? Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz paylaştırdık. Ve onların kimini kimine derecelerle üstün kıldık ki, bazısı bazısını tutup çalıştırsın. Rabbinin rahmeti, onların derleyip topladıklarından daha hayırlıdır.

 

Not: Ayrıntısı Bileşik Kaplar dosyasında yazılı olan,

FUSSİLET-10

O, yeryüzüne, denge ve dayanıklık sağlayan dağları üstünden yerleştirdi. Onda bereketlere vücut verdi. Ve onda, azıklarını dört günde takdir edip düzenledi. İsteyip duranlar için eşit miktarda olmak üzere...

Ayeti, Zuhruf 32 ile birlikte düşünüldüğünde tutarsızlık varmış gibi görünüyor çünkü Zuhruf 32’de

“Ve onların kimini kimine derecelerle üstün kıldık ki, bazısı bazısını tutup çalıştırsın.” Diyerek çalışan ve çalıştıran olmak üzere 2 sınıf varettik diyor, FUSSİLET-10’da da herkesin rızkını eşit verdik diyor.

 

 

BAKARA-2

Yaşar Nuri Öztürk : İşte sana o Kitap! Kuşku,çelişme, tutarsızlık yok onda. Bir kılavuzdur o, korunup sakınanlar için. Ayetinde de Kur’an’da tutarsızlık yok deniyor. O zaman bizler ya yanlış yorum yapıyor ya da parçaları doğru bir araya getiremiyoruz demektir.

 

ÂLİ İMRÂN-26

Yaşar Nuri Öztürk : Şöyle yakar: "Ey mülkün Mâlik'i, sahibi olan Allahım! Sen mülk ve saltanatı dilediğine verir, mülk ve saltanatı dilediğinden çekip alırsın. Dilediğini yüceltip aziz edersin, dilediğini alçaltıp zelil kılarsın. İmkân, mal ve nimet senin elindedir. Sen, herşeye kadirsin."

Ayetinde mülk ve saltanat sahip değiştiriyor. Biz bunu ancak Reenkarnasyon ( Yeniden Doğuş ) ile açıklayabiliriz.

ÂLİ İMRÂN-26’da  mülk ve saltanat sahipleri ya da çalıştıranlar, çalışanlarla yer değiştiriyor. Etme bulma dünyasının bir gereği olarak çalıştıran yaptığının yanlışlığını, çalışan olup haksızlık görerek, yaşayarak öğrenmiş oluyor.

 Belki de Hz. Allah

FUSSİLET-10

O, yeryüzüne, denge ve dayanıklık sağlayan dağları üstünden yerleştirdi. Onda bereketlere vücut verdi. Ve onda, azıklarını dört günde takdir edip düzenledi. İsteyip duranlar için eşit miktarda olmak üzere...

Ayetinin gereği yerine gelsin adil paylaşımlarla herkes eşit olsun diye nöbetleşe imtihanlarla bizi eşitliğe yönlendirmek istiyor.

 

Herkes lüks arabaya binip, lüks evlerde yaşayamaz, herkes zengin olursa çöpçülüğü, şöförlüğü kim yapacak şeklinde ki bir soru için şunlar söylenebilir. Bir kere lüks olmazsa olmazlardan değildir, yani zaruri gereksinimlerin dışında  kalan gereksinimlerdir. Adil paylaşımlar olmayınca ortaya çıkan üst sınıf için kapitalistler tarafında üretilirler. Bunlar bence adil paylaşım olmayınca insanı kibire ve günaha sokan imtihan araçlarıdır.

Kapitalistlerin belirlediği maaş uçurumları olmasa kişilerin sahip olduğu şeyler lüks olmaz, kibir ve sınıflaşma olmaz. Müdürle temizlikçinin arasında maaş uçurumu olmazsa herkes zengin olursa çöpçülüğü, şöförlüğü kim yapacak sorusuna da gerek kalmaz.

Bu arada müdürlük bilgisi olan müdürlük yapar, olmayan temizlik işçiliği yapar. Maaş uçurumu olmayınca da toplumsal barış sağlanmış olur.

SÂD

23. Yaşar Nuri Öztürk : "Şu benim kardeşimdir. Kendisinin doksan dokuz koyunu var. Benimse bir tek koyunum var. Buna rağmen, onu da bana ver dedi ve tartışmada bana galip geldi."

24. Yaşar Nuri Öztürk : Davûd dedi ki: "Vallahi, senin bir tek koyununu kendi koyunlarına katmak istemekle sana zulmetmiş. Zaten ortaklardan birçoğu birbiri aleyhine haksızlık ve zulme sapar. İman edip hakka ve barışa yönelik işler yapanlar böyle değildir. Ama onlar da pek azdır." Davûd, kendisini imtihan ettiğimizi düşündü; hemen Rabbinden af diledi; rükû ederek yerlere eğildi ve Allah'a yöneldi.

 

Ayetleri gereği uçurumu Rabbena hep banacılar oluşturmaktadır.

 

 

Sayfa Başına Dönün 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol