Sayac


Fatih Lütfü AYDIN
Hoş Geldiniz

Daha fazlasi

 Google Çeviri translate.google.com.tr/ http://tr.bab.la/cumle-kaliplari/ https://tr.speaklanguages.com/ www.zargan.com/ Devamı için...fatihltfaydin.tr.gg/Ceviri.htm

Facebook Video İndirme.
 1.Adım: Facebook video indirme için ilk olarak Facebook'a yüklenmiş bir video buluyoruz.
 2.Adım: Daha sonra videoyu oynat diyoruz ve videoya sağ tıklayıp "Show Video URL" bölümüne tıklıyoruz. Buradaki URL'yi kopyalıyoruz.
 3.Adım: İnternet tarayıcımızın adres çubuğuna gidip "www" uzantısını silip "m" yapıyoruz.
 4.Adım: Son olarak mobil görünümde açtığımız videonun üzerine sağ tıklıyoruz ve açılan penceredeki "Video Olarak Kaydet" seçeneğine tıklıyoruz ve videoyu indiriyoruz.

http://fatihltfaydin.tr.gg/Tarihci-Sinan-Meydan-h-dan-Ataturk-Gercekleri-Ugur-Dundar.htm UĞUR DÜNDAR Diğer Yazıları http://www.sozcu.com.tr/kategori/yazarlar/ugur-dundar/

İrtical ~ Ar irticāl إرتجال [#rcl VIII msd.] doğaçlama şiir okuma, hazırlıksız şiir söyleme < Ar ricl رجل 1 . ayak, 2. şiirde vezin birimi, ayak → rical O zaman irticalen doğaçlama şeklinde, doğaçlama yaparak anlamına gelmekte. F.L.A.

Kelime Kökeni Arapça rcl kökünden gelen irticāl إرتجال "doğaçlama şiir okuma, hazırlıksız şiir söyleme" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça ricl رجل "1. ayak, 2. şiirde vezin birimi, ayak" sözcüğünün iftiˁāl vezni (VIII) masdarıdır. Daha fazla bilgi için rical maddesine bakınız. https://www.etimolojiturkce.com/

Bu doğaçlamaya İsmail Emre doğuş demiş. Emre- Ben hiç tesâdüf etmedim. Elimizde olan bir şey değil. "Yazın, mazın" dersen gelmez. Gelirken haberim oluyor. Hüzün gibi bir zevk basıyor beni. "Hele bir parça mızırdanıyım derken, kendimi kaybederim. Doğuşun bitiminde "Emre" derken uyanır gibi olurum ama, kendimde gine kuvvet ve irâde yoktur. (Doğuşların nasıl doğduğunu anlatan bir Doğuşu, bu münasebetle sunuyoruz)

Elimde değildir bu doğan Doğuş:
Çalışsan, tutulmaz gökte uçan kuş,
Söyler iken bilmem, kulağım duymaz,
Gözümü açarım, bakarım, doğmuş...

Hiç, aczimden başka, benim kârım yok,
Şükür, Aşk'tan gayri hiçbir vârım yok,
Dertlerimin başı, dâim inilti,
İki dünyâ için âhım, zârım yok.

Bilmem, nerden oldum derde giriftar...
Dünyâ ve âhiret, bu başıma dar,
Makbûl oldu dilek, arzû emelim,
Aldı, kabûl etti, istedi, Gaffâr.

Ellerinde, etti beni oyuncak,
Bâzı yüksek eder, bâzı da alçak,
Alır bu dilimi, bana söyletir,
Kendi sözü ile, bana: "Enel Hak!"

Diyen, duyan kendi, ben bir vâsıta,
Anlamıyan der ki: "Eyledi hatâ"
Anca bu aşk ile, bîçâre (Emre),
Kendini, götürüp, Mâşuk'a sata.

Zapteden : Vasfiye Değirmenci 21.5.957 Saat:18.20

Alıntı....
 http://www.ismailemre.net/


Şiir Üstüne
 
Her uyaklı dizge,
Benzese de şiire,
Şiir değildir.
Dizge duygu içermelidir.
 
İşte bir örnek.
Olanaklı değil ona şiir demek.
O kap delik.
Paslı üstelik.
 
Şuradaki bardak,
İşini görür, ancak
 
Yazı Türleri
 
1. Nesir yani düz yazı.
2. Manzume yani dizge.
 
 
 
 
 
 
1. Düz Yazı
 
Düz yazı, kompozisyon kurallarına yani yazı derleme kurallarına göre yazılır.
 
Kompozisyon.
 
1. BAŞLIK : Konunun ana fikrini (verilmek istenen mesajı) sezmeye elverişli bir başlık
yazılmalı.
2. GİRİŞ : Gelişme bölümünde anlatılacak konunun tanımının yapılıp, tarihçesinden
bahsedilmesinden sonra, gelişme
bölümünde anlatılacaklar başlıklar halinde
yazılmalı.
3. GELİŞME : a) Üstünlükler (avantajlar : konunun üstün,iyi, olumlu yanları), b)
Eksiklikler (dezavantajlar, handikaplar : konunun eksik, olumsuz yanları), c) Eksikleri,
olumsuzlukları gidermek
için alınması gereken önlemler, sıralanarak, doyurucu örneklerle konuya açıklık
getirilmeli.
4. SONUÇ : Alınması gereken ders, yani verilmek istenen mesaj özet olarak
yazılmalı.
 
 
Düz yazı ile ilgili önemli bir konu da rapor ve plan hazırlamadır. 5 N 1 K formülüyle yazılan kompozisyon da yani derlemede geçmiş zaman kullanılırsa rapor gelecek zaman kullanılırsa plan hazırlanmış olur.
Neyin, neden, ne zaman, nerede, nasıl ve kimler arasında yapıldığının kâğıt üzerinde derleme kurallarına uygun bir şekilde yazılmasına RAPOR denir.
Neyin, neden, ne zaman, nerede, nasıl ve kimler arasında yapılacağının kâğıt üzerinde derleme kurallarına uygun bir şekilde yazılmasına PLAN denir.
 
İyi bir araştırmacının rapor hazırlarken İbn-i Haldun’un* tarih kitabı yazacaklara verdiği önerilere kulak vermesi yararına olur. Tarih yazmak da sonuç da rapor hazırlamak olduğundan iyi bir rapor için İbn-i Haldun’a kulak vermeli.
 
Bu durumda 5 N 1 K formülüne 1 N daha eklenmeli bence.
 
Neyin, neden, ne zaman, nerede ve nasıl olup, ne gibi sonuçlar doğurduğunun ve kimler arasında yapıldığının kâğıt üzerinde derleme kurallarına uygun bir şekilde yazılmasına RAPOR denir.
Neyin, neden, ne zaman, nerede ve nasıl olacağının ve ne gibi sonuçlar doğuracağının ve kimler arasında yapılacağının kâğıt üzerinde derleme kurallarına uygun bir şekilde yazılmasına PLAN denir.
 
 
*1336-1406 yılları arasında yaşamış olan İbn-i Haldun, Kitab-ul İber ( İbretler Kitabı ) adlı tarih kitabının 1. Cildi olan Mukaddime ( Giriş, Önsöz ) ile ünlü olmuştur.
Ona göre bir tarih kitabı; neyin, nerede, ne zaman, nasıl ve kimler arasında olduğundan çok, bir olayın neden olduğu ve ne gibi sonuçlar doğurduğu üzerinde durmalıdır. Yani illiyet bağına ( neden sonuç ilişkisine ) ağırlık verilmelidir.


Ne gibi sonuçlar doğurduğu kısmını biraz açmakta yarar var. Rapor hazırlayan kişi yargılarını* işin içine katmamalı yani subjektif ( öznel ) değil objektif ( nesnel ) olarak rapor hazırlamalıdır.

Gazetecilikte bu durumu açıklamak için şu hikâye örnek verilir. Acemi bir gazeteci haberinde, “Evi yanan adam çok üzgündü.” şeklinde bir yargıda bulunur yani yorum yapar. Doğrusu yorumsuz olarak doğrudan nesne ( burada yanan ev ) ile ilgili bilgileri, kendi yargılarını işin içine katmadan vermelidir. Daha sonra, bence, sanırım gibi ifadelerle yorumunu yapabilir.

Müdürü acemi gazeteciye, “Üzgün olduğunu ne biliyorsun. Belki de sigortadan yüklü bir para alacak.” diyerek öznel olarak yani kendi yargılarını işin içine katmadan haber ( rapor ) hazırlaması gerektiğini söyler.

*Yargı: kişinin, bir konu, kurum ya da kişi ile ilgili olarak bir düşünceye sahip olmasıdır. Bu yüzden hâkime yargı aracı anlamında yargıç denir. Oğlunu yargılayan bir yargıç öznel olmamalıdır. Yani duygularını ve düşüncelerini işin içine katmamalıdır. Nesnel olmalı yani nesne ( yargı eylemi üzerinde gerçekleşecek varlık ) ile ilgili bilgilere ve delillere göre yargıda bulunmalıdır.

 

 2. Dizge

 
Dize ya da mısra denen ve belli bir ölçüye göre yazılmış satırlardan oluşur. 2
dizeye beyit, 4 dizeye ise kıta denir. Genelde dizelerin sonu ka:fiyeli yani uyaklı olur.
Uyak dize sonlarındaki ses benzerliklerine denir.
Dize sonlarının uyaklı ya da redif yani yedek uyaklı olması dizgeyi şiir yapmaz.
 
Örnek.

O kap delik.
Paslı üstelik.
Şuradaki bardak,
İşini görür, ancak.
FLA
 
Bir dizgenin şiir olabilmesi için bir temasının yani bir duygunun işlendiği ana fikrinin
olması gerekir. Bu yüzden şiir bir duygu işidir. Duygu yoğunluğuyla ancak,
şiir dizeleri dizilebilir. İlham yani içe doğuş duygu yoğunluğunda oluşan bir olaydır. Şiir bir iletişim aracıdır. Canlılar arasındaki; bilgi, duygu ve düşünce alışverişi demek olan iletişimin sağlıklı gerçekleştirilmesi için gerekirse uyaklar feda edilmelidir.
Yani illaki uyaklı yazacağım derken şiirde verilmek istenen iletinin iletilememesine yol açılmamalıdır.
Önemli olan yemeğin sosu, süsü değil kendisidir. Gıda sosda değil yemektedir.Birinden vazgeçmek zorundaysak bu sos olmalıdır.Şiirin akılda kalıcılığını sağlayan uyak da yemeğin sosu gibi şiirin sosudur, süsüdür ama verilmek isteneni verebilmek için gerekirse uyaktan vazgeçilmelidir.
Çağrışım yoluyla uyak elde edilemediğinde devrik cümle ve redif yani yedek uyak şairlerin kurtarıcısıdır.
 
Sınava gireceklere yardımcı olması dileğiyle.
24.08.2020 FLA
Kayıt Tarihi : 13.2.2021 21:57:0
 
 
 
 




 
 
 
Sayfa Başına Dönün 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol