Sayac


Fatih Lütfü AYDIN
Hoş Geldiniz

Ata Sozleri ve Deyimlerle ilgili Kur'an Ayetleri B

Bir Kötülüğe Tıpkısı Bir Kötülük.

ŞÛRÂ-40
Yaşar Nuri Öztürk : Bir kötülüğün cezası, tıpkısı bir kötülüktür. Fakat affedip barışmayı esas alanın ücretini bizzat Allah verir. O, zalimleri hiç sevmez. 
 

Bezm-i Elest.

A'RÂF-172

Hani Rabbin, ademoğullarından, bellerinden zürriyetlerini alıp onları öz benliklerine şahit tutarak sormuştu: "Rabbiniz değil miyim?" Onlar: "Rabbimizsin, buna tanıklık ederiz." demişlerdi. Kıyamet günü, "biz bundan habersizdik" demeyesiniz.

Ve iz ehaze rabbuke min benî âdeme min zuhûrihim zurriyyetehum ve eşhedehum alâ enfusihim, e lestu birabbikum, kâlû belâ, şehidnâ, en tekûlû yevmel kıyâmeti innâ kunnâ an hâzâ gâfilîn(gâfilîne).

1.

ve iz ehaze

: ve çıkardığı zaman, (çıkarmıştı)

2.

rabbu-ke

: senin Rabbin

3.

min benî âdeme

: Âdemoğullarından

4.

min zuhûri-him

: onların sırtlarından

5.

zurriyyete-hum

: onların zürriyetlerini

6.

ve eşhede-hum

: ve onları şahit tuttu

7.

alâ enfusi-him

: nefslerinin üzerine

8.

e lestu

: ben değil miyim

9.

bi rabbi-kum

: sizin Rabbiniz

10.

kâlû

: dediler

11.

belâ

: evet

12.

şehid-nâ

: biz şahit olduk

13.

en tekûlû

: demeniz, demenize karşı (dememeniz için)

14.

yevme el kıyâmeti

: kıyâmet günü

15.

innâ

: muhakkak ki biz

16.

kun-nâ

: biz olduk

17.

an hâzâ

: bundan

18.

gâfilîne

: gâfiller, habersiz olanlar

Bezm: Sohbet meclisi. Yiyip içme. Meclis.( Osmanlıca Türkçe Sözlük – Cihan Yayınları). Bezm-i Elest: Elest Meclisi (toplantısı).

Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp.

36. Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.

 

Not: İnsanlar bilmedikleri şeyin peşine düşmek yerine, anlayarak okuyup, araştırdıktan sonra ne yapacağına karar vermeli. İsra 36 bence bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp ata sözüne uygundur.

Ayrıca bu ayet hukukun vatandaş tarafından bilindiğine araştırıp öğrenmemesi durumunda sorumlu tutulacağına dair hukuk ilkesine de uygundur.

 

 

Bilenle bilmeyen bir olur mu?

ZUMER-9

Böyle birisi; gece saatlerinde secde ederek, ayakta durarak ibadet eden, ahiretten korkan, Rabbinin rahmetini uman biri gibi midir? De ki: "Hiç bilenlerle bilmeyenler eşit olur mu? Ancak gönül ve akıl sahipleri düşünüp ibret alır."

Bilinmedik aş, ya karın ağrıtır ya da baş.

İSRÂ-36

Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.

HÛD-46

Allah buyurdu: "Ey Nûh! O, senin ailenden değildi. Yaptığı, iyi olmayan bir işti. Hakkında bilgin olmayan şeyi benden isteme. Cahillerden olmaman hususunda seni uyarırım."

ÂLİ İMRÂN

65. Ey Ehl-i Kitap! İbrahim hakkında neden çekişiyorsunuz? Tevrat da İncil de ondan sonra indirildi. Hâlâ aklınızı işletmeyecek misiniz?

66. İşte siz böyle insanlarsınız! Hakkında biraz bilginiz olan şeyde çekişmeye girdiniz. Peki, hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyde neden tartışmaya giriyorsunuz? Allah bilir ama siz bilmezsiniz.

Not: araştırma yapmamak anlamına gelmez bilgiyi edindikten sonra insan zıttıyla karşılaştırıp, doğruları öğrenme çabası içinde olmalı. Fatih Lütfü Aydın.

Bilmiyorsan bir bilene sor.

Enbiya Suresi

7. Senden önce de ancak kendilerine vahyettiğimiz erler gönderdik. Hadi, sorun zikir/Kur'an ehline, eğer bilmiyorsanız...

Nahl Suresi

43. Biz senden önce de elçi olarak kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, zikir/Kur'an ehline sorun.

Not: “Sebebin hususiyeti nassın umumiyetine engel değildir” yani bir hükmün ( Kur’an ayetinin), özel olması ( burada Kur’an ehli ) genellemeye engel değildir. Yalnızca Kur’an ehline değil her konunun ehline, uzmanına sorulabileceği anlamına gelir. Fatih Lütfü Aydın.

 

Bilip bilmeden konuşmama.

A'RÂF-33

De ki: "Rabbim, ancak şunları haram kıldı: İğrençlikleri -görünenini, gizli olanını- günahı, haksız yere saldırmayı, hakkında hiçbir kanıt indirmediği şeyi Allah'a ortak koşmayı, bir de Allah hakkında bilmediğiniz şeyler söylemeyi."

Birlikten kuvvet doğar.

SAFF-4

Allah kendi yolunda, duvarları birbine perçinlenmiş bir bina gibi, saf bağlıyarak çarpışanları sever.

Böbürlenme ( mağrur olma ) padişahım senden büyük Allah var.

NİSÂ-36

Allah'a kulluk edin. O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetim ve öksüzlere, çaresizlere, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa, size bağımlı olanlara iyi ve güzel davranın. Allah, kasılıp böbürlenen şımarıkları sevmez.

ALAK-7

Kendisini her türlü ihtiyacın üstünde görmüştür.

a)     Bilgiyle böbürlenmeme.

YÛSUF-76

Bunun üzerine Yûsuf öz kardeşinin heybesinden önce, öteki kardeşlerin heybelerini aramaya başladı. Nihayet su kabını, öz kardeşinin heybesinden çıkardı. Yûsuf'a böyle bir tuzak öğretmiştik. Yoksa Yûsuf, Allah'ın dilemesi dışında, kralın dinine göre öz kardeşini alamazdı. Dilediklerimizi derece derece yükseltiriz biz. Her bilgi sahibinin üstünde bir başka bilen vardır.

b)    Malla böbürlenmeme.

KASAS-76

Şu da bir gerçek ki Karun, Mûsa kavmindendi. Onlara karşı şımarıklık/azgınlık yaptı. Ona öyle hazineler vermiştik ki, anahtarlarını taşımak, kuvvetli bir grubu bile zorluyordu. Kavmi ona şöyle demişti: "Şımarma, çünkü Allah, şımaranları sevmez."

                              78. O dedi: "Bu servet bana, bendeki bir ilim sayesinde verildi." Peki o bilmedi mi ki Allah, önceki nesiller içinden ondan kuvvetçe

         daha zorlu, sayıca daha çok olanları bile helâk etmiştir. Günahlarının ne olduğu, günahkârlardan sorulmaz.

79. Karun, süsü püsü içinde toplumunun karşısına çıktı. Şu iğreti dünya hayatını amaçlayanlar dediler ki: "Ah, Karun'a verilenin bir benzeri bize de verilseydi. Gerçekten o, çok nasipli bir adam!"

80. Kendilerine ilim verilmiş olanlar şöyle demişti: "Yazıklar olsun size! İman edip hayra ve barışa yönelik iş yapan kişi için Allah'ın vereceği karşılık daha üstündür. Ama buna, sadece sabredenler ulaştırılır."

81. Nihayet, Karun'u da sarayını da yere geçirdik. Allah'a karşı kendisine yardım edecek yandaşları da yoktu. Kendi kendisine yardım edebileceklerden de değildi.

82. Akşam onun mevkiine/konumuna imrenenler sabah şöyle diyorlardı: "Vay be! Allah, kullarından dilediğine rızkı açıp yayıyor, dilediğine de ölçüyle veriyor/kısıyor. Allah bize lütufta bulunmasaydı, vallahi bizi de batırmıştı. Demek ki, inkârcılar asla iflah etmiyorlar."

KALEM-14

Mal ve oğullar sahibi olmuş da ne olmuş?

 

       c) Evlatla böbürlenmeme.

                        TEKÂSUR-1

                               Aldatıp oyaladı o çokluk yarışı sizleri,

                   Elhâkumut tekâsur(tekâsuru).

1.

elhâ-kum (u)

: sizi oyaladı

2.

et tekâsuru

: çoklukla (mal, mülk, evlât ile) övünme

KALEM-14

Mal ve oğullar sahibi olmuş da ne olmuş?

Burnu sürtülmek.

KALEM-16

Yakında biz onun hortumu üzerine damga basacağız/burnunu sürteceğiz.

Büyük söylememek, boyundan büyük laf etmemek.

SAFF-2

Ey iman sahipleri! Yapmayacağınız şeyi neden söylüyorsunuz?

SAFF-3

Yapmayacağınız şeyi söylemeniz, Allah katında büyük bir günahtır.

KEHF-23

Hiçbir şey için, "Ben bunu yarın kesinlikle yapacağım." deme.

Bahçe
Sahipleri ( Kefenin cebi yok, dünya malı dünyada kalır ).

KALEM 17. Yaşar Nuri Öztürk : Biz onları, o bahçe
sahiplerini belalandırdığımız gibi belalandırdık. Hani, onlar sabaha
çıktıklarında, bahçeyi mutlaka kesip biçeceklerine yemin etmişlerdi.

Ders almalı, mutasavvıf, nüktedan.

Dine yardım eden, Nasreddin Hocadan.

Nasreddin dinin yardımcısı ya da dine yardım eden demektir. Nasreddin Hoca esprileriyle, fıkralarıyla dinin anlaşılmasına yardım etmiştir.

Fıkrasının birinde mezarının ön tarafında zincirlerle sıkı bir şekilde korunmuş bir kapısının olmasını, diğer taraflarında hiçbir şeyin olmamasını istemiş. Yani bu dünyada nekadar çok mal biriktirip kilitleseniz de sonunda bırakıp gideceksiniz mesajını vermek istemiş.                         Fatih Lütfü AYDIN 07.11.2013

 

 


 

 

Sayfa Başına Dönün 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol