Psikoloji 2
PSİKOLOJİDE EKOLLER VE YAKLAŞIMLAR
Ekol* : (school-okul) Belirli alanlarda belirli yöntem ve görüşleri benimseyenlerin oluşturduğu birlik; düşünce akımları yani '....izm' lerdir
Yaklaşım*2 : (Approach) incelenen konuya bakış biçimleriyle birbirinden ayrılan ana doğrultulardan her biri.
(المذهب)
Dinin inanç esaslarını veya amelî hükümlerini anlama ve yorumlama konusunda kendine özgü yaklaşımlara sahip düşünce sistemi; bu yaklaşımlar etrafında meydana gelen ekolleşmenin ürünü olan ilmî ve fikrî birikim.
Ekol tanımda değişmeceli olarak yer almıştır. Değişmeceli anlamı anlayabilmek için gerçek anlamı incelemeliyiz.
O zaman değişmeceli olarak Ekol bir âlimin bulduğu ve herkesin kolayca izleyebileceği yoldur, bence.
Yalnız, biz Zuhruf, 44 gereği Kur'an'dan sorumlu olacağımızdan hadisleri ve yorumları; akıl, mantık, vicdan ve Kur'an cetvelleriyle ölçmeliyiz. FLA
İç gözlem : İnsanın kendini incelemesi.
Uyaran: Dış çevreden gelip organizmayı etkileyen her şey.
Tepki: Uyarıcı etkisi ile organizma da meydana gelen değişme.
Subjektif de subje yani özne ile ilgili demektir.
Özne bir eylem gerçekleştirirken duygularını işe katmaz ise bu eylem bilimsel ve adil bir şekilde gerçekleşir.
Örnek: Ahmet öznesi hakim ( yargıç ) tır ve oğlunu yargılamaktadır. Yargılama eylemi Yargıç Ahmet'in oğlu üzerinde gerçekleştiği için oğul nesnedir. Ahmet burada "Bu oğlumdur." deyip, duygularını devreye sokmamalı, nesnel davranmalıdır. Yani nesne durumunda olan sanık için adalet neyi gerektiriyorsa onu uygulamalıdır. Bazen yasalardaki yetersizlik nedeniyle yargıcın vicdnlı davranması bu işin istisnasıdır. Yani yargıç adam kayırmadan adaleti sağlamalıdır. F.L.A.
Tarihî Olay ve Olgu:
Insan faaliyetleri uygulama aşamasında somut olaylar ve olgular şeklinde görülür.
Olay, insanları ilgllendiren kısa süreli olarak ortaya çıkan gelişmelerdir.
Olgu, olayların sonucuna bağlı olarak uzun sürede ortaya çıkan gelişmelerdir.
Örneğin:
- Arnavutluk’un alınması olay;
Arnavutluk’un Türkleşmesi ve İslamlaşması olgudur.
- Halifeliğin kaldırılması olay;
Halifeliğin kaldırılması sonrasında laik düşüncenin yerleşmesi olgudur.
Alıntı: Final Dergisi-Sayı:2007/21-Sh.24 10 Eylül 2007
Freud'a göre anormal davranışlar, aslında insanların ruhsal çatışmalarından kurtulabilmek için başvurdukları çabalardır. Bu nedenle bu davranışlar asla anlaşılmayacak olan davranışlar değildir. Normal davranışlarla aralarında yalnızca bir derece farkı vardır.
Freud ayrıca kişilik konusunda da yeni bir görüş getirmiştir, insanın İd-Ego-Süperego denilen üç yanını ve bunların etkileşimini incelemiştir.
Özet olarak şunu söyleyebiliriz: Psikanalitik psikologlar (Freud, Adler ve Jung) akıl hastalıklarım ve bilinçaltını klinik yöntemlere ve gözleme başvurarak incelemişlerdir. Psikolojinin bulgularını hekimlik alanında kullanmışlardır.
İd.: İnsanın biyolojik yanı.
Ego: İnsanın psikolojik yanı.
Süperego: İnsanın toplumsal yanı.
Gestaltçı yaklaşım (Bütünlük psikolojisi)
Max Wertheimer, Kurt Kofka, Kurt Lewin gibi Alman psikologlarından oluşan psikoloji ekolüdür. Algı ve bellek konusunda incelemeler yapmışlardır iç gözlem, gözlem ve deney yönteminden yararlanmışlardır. Görüşleri özellikle eğitim alanında kulIanılmıştır.
Gestalt (Geştalt) : Bütün, biçim, yapı, anlamına gelir.
Biçim (Gestalt) : Oluştuğu parçalar ve ilişkilerin toplamı ile açıklanamayan ve bunun üstünde bir bütünlüğü olan görünüm ya da yapı.
Geştalt psikolojisinin temsilcileri davranışların bir bütün olduğunu, bunun parçalara ayrılamayacağını savunmuşlardır. Geştalt psikolojisine göre parçaların bir bütünlük içinde anlam kazanması önemlidir. Örn: bir tablo, tuval, boya ve renklerin toplamından çok daha farklı bir şeydir. Tek tek anlamı olmayan parçalar bütünlük halinde anlam kazanır.
Hümanistik (insancı) yaklaşım
Çağdaş bir psikoloji akımıdır. Kurucuları Geştaltlardan etkilenmiştir. Varoluşçu (existentialist) felsefe akımının görüşlerini benimsemişlerdir. Bu yakIaşımın öncü ve temsilcileri Rogers, Maslow, Sartre, Charolette Bühler, Frankl, Binswagner'dir. Davranışçı ve psikanalitik yaklaşımlara karşı görüşleri vardır. Ozellikle insanı ele alışları açısından öteki ekollerden ayrılırlar. Bu yaklaşıma göre insan kendine göre bir değerdir belli bir toplum düzeninin ya da iş örgütünün aracı haline getirilmemelidir. Insan kendisinden, davranışlarından, oluşturacağı kimliğinden kendisi sorumludur. Hayatın kendisi için yaşamaya değer, anlamlı bir hale getirmek kişinin kendisine düşer. Ölümlü olan insanın hiçbir yaşantısı tekrar etmeyecektir. Geçmiş ya da gelecek değil, içinde yaşanılan an önemlidir.
insan için bilim amaç değil, ancak araç olabilir, insanı tanırken dogmatik görüşlerden kaçınmak gerekir, insan davranışlarını denetim altına almak yerine, daha çok özgürlüğe yer vermelidir, insanı anlamak için onun iç yapısını bilmek gerekir. Bunun için iç gözleme başvurmak zorunludur. İnsan cansız bir nesne olmadığından, dıştan bakılarak davranışları yordanamaz. Bu akım insanı, inceleme yöntemini getirmiştir. Psikolojiyi bir bakıma yeniden felsefeye yaklaştırmıştır.
Psikolojinin amaçlarından biri insan davranışlarım kontrol etmektir. Oysa Hümanistik yaklaşımda olanlar, psikolojik kontrolün insanlığın zararına kullanılabileceği inancındadırlar. Örneğin, iyi insan yetiştirmek doğru bir amaç gibi gelebilir. Ancak bu konuda çok çeşitli görüşler ortaya atılabilir.
Bilişsel (Cognitive) yaklaşım
Bilme ve biliş (cognition) olguları hep insanın ilgjsini çekmiş. değişik yaklaşımların konusu olmuştur. Bilgi edinme ve bilinçli duruma gelme sürecinin öğrenme ve davranış üzerine etkileri psikolojinin konusunu oluşturur. Çağdaş biliş anlayışında iki yaklaşım gözeçarpar. Bunlardan biri Bilgi İşleıni yaklaşımıdır. Bunda düşünceyi ve usavurma (akıl yürütme) süreçlerini açıklamak arnaçlır. Bu yaklaşım, insan zihnini çeşitli programlara göre bilgi edinmek, bilgiyi işlemek. depolamak ve kulanmak üzere tasarlanmış gelişkin bir bilgisayar sistemi olarak ele alır.
Diğet yaklaşım Jean Piaget'in çalışmalarına dayanan yaklaşımdır. Gelişrne psikoloisi alanındaki çalışrnaları ile tanınan Piaget, çocuğun yetişkinliğe değin bir dizi zihinsel gelişim evrelerinden geçtiğini savunmuştur. Planet, çocuklukta dört gelişim evresi saptamıştır. Piaget'in gelişrne ile ilgili görüşleri eğitim anlayışında değişiklikler getirmiştir.
Belli kavramların özümlenebilmesi için zihinsel gelişmede belli aşamaların tamamlanmış olmasının gereği anlaşılmıştır. Öğretmenin görevi, çocuğa yalnızca bilgi aktarma değil ona dünyayı keşfetınesinde rehberlik etmektir.
A.B.D.li psikolog ve eğitimci Jerame S. Brumer'e göre, küçük çocuklardaki algı, öğrenrne, bellek gibi biliş biçimleri konularındaki çalışrnaları ile eğitim anlayışında etkili olrnuştur. Çalışmaları ders programlarının yeniden düzenlenmesini sağlamıştır.
J.S. Bruner'e göre bütün çocuklarda doğal bir merak ve değişik konulara ilgi vardır. Hangi gelişim aşamasında olursa olsıın her çocuğa uygun biçimde verilmesi koşuluyla her konuyu öğretmek rnümkündür.
Biliş: Bilme olayıyla ilgili bir süreç, insanın bir nesne ya da olayın varlığına ilişkin bilgi ve bilinçli duruma gelme süreci.
Gelişme Psikolojisi: Birey ya da birey gruplarını, psikolojik gelişim açısından çeşitli aşamalarda gösterdikleri davranışların özelliklerini inceleyen psikoloji dalı.
Biyolojik yaklaşım
Buna psikobiyolojik ya da biyopsikolojik yaklaşım da denilebilir. A.B.D.’li psikiyatr Adolf Meyer'in öncülüğünü yapttığı Psikiyatri Okulunun yaklaşımıdır. Meyer, insanı bütünselliği olan biyolojik bir birim olarak kabul eder. İnsan davranışını anlayabilmek için biyoloji, psikoloji ve sosyolojiden yararlanmak gerekir. Meyer'e göre zihinsel bozukluklar organik ve kalıtsal etkenlerin karmaşıklaştırdığı gerçekçi olmayan beklentiler ve yanlış alışkanlıkların sonucunda ortaya çıkar.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------