Sayac


Fatih Lütfü AYDIN
Hoş Geldiniz

Peygamber Sevdalilari

 

Reklamcılıkta kullanılan yöntemlerden biri halk tarafından sevilen bir kişi yaratmak ve onu reklamlarda kullanarak mal satışlarında artışı sağlamaktır. Bunu Psikoloji’de yer alan kişilerin sevdikleri kişileri taklit etmesi ve önerilerine uyması düşüncesinden alarak hayata geçirmişler.Gerçek hayatta da doğruluğu kanıtlanmıştır.

Kur’an’da Peygamberimiz için,
KALEM-4
Yaşar Nuri Öztürk : “Ve gerçekten sen, çok büyük bir ahlak üzerindesin” denmektedir.
TEVBE-128
Yaşar Nuri Öztürk : Yemin olsun, içinizden size onurlu bir resul gelmiştir. Sizi rahatsız eden şey onu da üzer. Çok düşkündür size. Müminlere ise daha şefkatli, daha merhametlidir.
Böyle ümmetini seven, merhametli, şefkatli kişi sevilmez mi? Elbette sevilir ve büyük bir ahlak üzerinde olması, onurlu olması sebebiyle sözüne de kulak verilmelidir.

Burada dikkat edilmesi gereken nokta, hadislerin Kur’an gibi tutarlı olmaması ve içinde Peygamberimize ait olmayan uydurma hadislerin de bulunmasıdır.

BAKARA-2
Yaşar Nuri Öztürk : İşte sana o Kitap! Kuşku,çelişme, tutarsızlık yok onda. Bir kılavuzdur o, korunup sakınanlar için.
Kur’an özünde Evrensel Ahlak İlkelerine uygun olduğu için ona zıt bir yazı hemen sırıtır, kendini belli eder.
Hadislerin ( sahih, sahiden Peygamberimize ait olan hadislerin ) Kur'an'a aykırı olamayacağını anlatan ayet.

NECM

3. O; kuruntudan, keyfinden konuşmuyor.

Yani Peygamberimiz Hakk sözüne uygun sözler ettiğine göre, sahih olmayan, ona ait olmayan hadisler de sırıtacaktır. İşte bu sırıtmaları fark etmek için çaba harcamalıyız.

HADİS
Söz, haber, yeni şey anlamlarına gelen hadis (çoğulu ehâdis), terim olarak, Hz. Peygamber'in söz, fiil ve takrirleridir. Bu tanıma göre hadis, sünnetle eş anlamlıdır.

Diyanet Sözlüğü'nden alıntıdır.

Ne yazık ki Emeviler zamanında dini kendi haksız çıkralarına uydurmak için uydurma ( sahih olmayan hadisler ) yazılmıştır.
Bu yüzden önümüze getirilen hadisleri; akıl, mantık, vicdan ve Kur'an cetvelleriyle ölçmeliyiz.Biz Zuhruf, 44 e göre Kur'an'dan sorumluyuz. Bu arada sahih hadislerden de dini daha iyi anlamak için yararlanabiliriz ama bu bir zorunluluk değildir. Nedeni de Kur'an'dan sorumlu olmamızdır.

Dinci: Dini Allah'ın rızasını kazanmak için değil para, mevki vs. kazanmak için kullanan kişidir.Tıpkı reklamcıların yaptığı gibi dincilerin de Peygamberimizi kullanıp bizlere sahih olmayan hadisleri yutturmalarına izin vermemeliyiz.

Konu kişinin sevdiğinin sözüne kulak vermesi olduğu için, bizleri düşman ordularının zulmünden koruyan, Türkçe Alfabe'yi getirerek, kolayca okuma yazma öğrenmemize ön ayak olan, ciddi ekonomik atılımlar yaparak ( 1923 – 1950 ) arası refah getiren, Kur’an’ı okuyup anlayıp, dincilerin tuzaklarından korunabilmemiz amacıyla Kur’an’ın Türkçe’ye çevrilmesi için emir veren Atatürk’ümüzün de sözüne kulak vermeli, Nutku ve anladığımız dilde Kur’an’ı okumalıyız. Peygamberimize ait olmayabilir düşüncesiyle hadisleri; akıl, mantık, vicdan ve Kur’an cetvelleriyle ölçmeliyiz.

Ayrıca Atatürk’ümüz herkes beğendiği, sevdiği ve o göreve layık olan kişiyi işbaşına getirsin diye T.B.M.M.’sini kurup, anayasal düzen getirmiştir. Acaba yanlış kişiler mi sevilip işbaşına getiriliyor, tek kişi ve onun etrafındakilerin yönetimiyle ( krallıkla ), adalet sağlanıp, hak aranabilir mi? Özellikle çocuklar yani taze beyinler, bunları düşünebilsinler diye Atatürk’ümüz tarafından kendilerine bayram olarak armağan edilen 23 Nisanlarda, düşünmeliler bunu.
Saygılar ve Sevgiler.
13.04.2014
Fatih Lütfü Aydın

 

Sayfa Başına Dönün 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol