Asım 11 Kelime Açıklamaları.
İttihat ve TerakkiBaşlangıçta devletin anayasal bir düzene kavuşmasını
amaçlayan gizli bir dernek olarak
kurulan örgüt; anayasanın kabul edilip II. Meşrutiyet’in ilan edilmesinden
sonra iktidarı denetleyen bir siyası parti (İttihat ve Terakki Fırkası) halini almış;
1912 yılında ise iktidar partisi olmuştur. Üyeleri İttihatçılar olarak anılır.
Cemiyetin 1918 yılında kendini feshetmesinden sonra üyelerinin çoğuMilli
Mücadele'de yer almıştır.
İttihat ve Terakki, bir siyasi örgütün olduğu kadar bir devrin ve bir kuşağın da
adı olarak düşünülür.[6] İttihatçılar, kendinden önce gelen Genç Osmanlılar
kuşağının devamıdır; kendilerinden "Jön Türkler" diye de bahsedilir.
Ancak "Jön Türkler" ifadesi yalnızca ittihatçıları değil dönemin diğer
muhalif kesimlerini de kapsar.
Alıntı… https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0ttihat_ve_Terakki
Not: Bilindiği üzere İttihat ve terakki derneği 2. Meşrutiyet* için 2. Abdülhamit’e
baskılarda bulunmuş ve 2. Meşrutiyet ilan edilmişti. Yukarıda ki alıntıdan da
görüleceği üzere 1912’de dernek fırka ( parti ) olarak iktidara gelmiştir.
*http://www.antoloji.com/23-nisan-184-siiri/
Asım 10. bölümde Köse İmam’ın hocasının oğlu Hocazade,
“– “Devr-i sâbık”ta , kazâ teknesi, bir köhne vapur,” diye başlayarak
bir fıkra anlatıyordu. Geminin batmasıyla fıkra son bulmuştu.
Hocazade devr-i sabık yani eski devir derken 2. Meşrutiyet öncesi
2.Abdülhamit devrini, anlatıyor. Anlattığı fıkra ile 2.Abdülhamit
döneminden İttihatçiler olarak enkaz devraldıklarını anlatmaya çalışıyor,
bence. F.L.A.
Çınçınlı Hamam;
Çinili Külliyesi Hamamı veya Çınçınlı Hamam; İstanbul Boğazı’nın Anadolu yakasında
Üsküdar Murat Reis Mahallesi Çavuşdere Caddesi adresine 1640 yılında Sultan I. Ahmet’in
karısı Mahpeyker Kösem Sultan tarafından yaptırılan külliyenin bir parçası olarak inşa ettirilmiştir.
Adını Çinili Camii’den alan hamam diğer Osmanlı Hamamları gibi çifte hamamdır.
Hamam 17.yüzyılın saray kadınlarının hanedanlıkta en etkili oldukları dönemden bir örnektir.
Alıntı… http://www.tas-istanbul.com/portfolio-view/uskudar-cinili-hamam/
çın -çınlı hamam,kubbesi tamam,bir gelin aldım,babası imam.( Saat )
Alıntı… http://www.forumsal.net/bilmeceler-ve-zeka-sorulari/
107024-cin-cinli-hamamkubbesi-tamambir-gelin-aldimbabasi-imam.html
Not: Çınçınlı hamam bilmecesinin yanıtı saat olduğuna göre, çınçınlı hamamı
Akif saat anlamında kullanmış olmalı. Herhalde saati, camının şekline bakıp
hamam kubbesine benzetiyorlardı. Belki de saatlerin içi çini süslüydü.
Verdiğin silik onluk dediğine göre o zamanlar 10 lira ile saat alınamıyordu, herhalde.
Bu durumda Akif, az parayla çok değerli şey alınamaz. Demek istiyor.
Bu bana ne kadar ekmek o kadar köfte sözünü akla getirdi. Örneğin köfteci
yarım ekmeğe 4 köfte, tam ekmeğe de 8 köfte koyarak servis yapıyor olsun.
Elbette ki yarım ekmek ile tam ekmeğin fiyatları farklı olacaktır. Yarım ekmekli
köfte alan bir müşteri, usta biraz daha köfte koy dediğinde, köfteci ne kadar
ekmek o kadar köfte diyecektir. Yani daha
değerli şey ya da bir şeyin daha fazlasını istiyorsan fazla para vereceksin demektir, bu.
Ne verdin ki ne bekliyorsun gibi bir şey oluyor, Akif’in dizeleri. Daha açıkçası
2. Abdülhamit döneminden ne para kaldı ki, İttihatçılar olarak bir şey yapalım
demek istiyor. F.L.A.
– Lebbey ?
TELBİYE
(التلبية)
İhrama girenlerin lebbeyk şeklinde başlayan zikir cümlelerini söylemesi.
Sözlükte “çağrıda bulunana cevap vermek, bir davete icabet etmek”
anlamındaki telbiye fıkıh terimi olarak hac veya umre niyetiyle ihrama
giren kimsenin aşağıdaki sözleri söylemesini ifade eder: “Lebbeyk
Allāhümme lebbeyk lebbeyk lâ şerîke leke lebbeyk inne’l-hamde
ve’n-ni‘mete leke ve’l-mülk lâ şerîke lek” (Rabbim! Davetine sözüm
ve özümle tekrar tekrar icabet ettim, emrine boyun eğdim. Rabbim!
Senin davetine icabet boynumun borcudur. Senin eşin ve ortağın yoktur.
Rabbim! Bütün varlığımla sana yöneldim; hamd senin, nimet senin,
mülk senindir. Senin eşin ve ortağın yoktur).
İslâm Ansiklopedisi Salim Öğüt
Not: davete icabet etmek, davetin icabını yani gereğini yerine getirmek, davete
gitmek demektir.
İsra, 67
Yaşar Nuri Öztürk: Denizde size bir zorluk dokunduğunda, O'nun dışındaki
tüm yalvardıklarınız ortadan kaybolur. Fakat O, sizi kurtarıp karaya çıkarınca
yüz çevirirsiniz. İnsan çok nankördür.
Lebbeyk, senin çağrına geldim Allah’ım demek.
Akif, yukarıda ki ayete gönderme yaparak başımız dertteyken Allah’ı anıyoruz.
Halbu ki , O’nun çağrısına hep uysak sıkıntılar başımıza gelmez demek istiyor,
bence. F.L.A.
Devr-i sâbık: Eski devir, eski dönem. Asım 1915 1. Dünya savaşı başlangıcında
yazılmış olduğuna göre, eski dönem diyerek 1908 2. Meşrutiyet öncesi mutlak
krallık dönemi, 2. Abdülhamit dönemi denmek isteniyor, olmalı. F.L.A.
Batmadık bir yeriniz kaldı mı, bilmem, cici bey?
“Devr-i sâbık” mı dedin şimdi?.. Elindeyse, çevir,
Ensesinden tutup eyyâmı da gelsin o devir.
Milletin beş parasız onda, emîn ol, yedisi!
Gündüzün aç dolaşır, akşama kırk ev kedisi!
Yatırın âlemi çavdar karışık mezbeleye:
Ne bu? Ekmek! diye dünyâyı verin velveleye.
Hastalık, kehle, sefâlet saradursun, kol kol,
Sâde siz seyre bakın!
– Harb-i Umûmî bu, ayol!
Eyyam: günler.
Milletin beş parasız onda, emîn ol, yedisi!
Not: Köse’ye göre, milletin 7/10 u İttihat devrinde beş parasızmış.
Yatırın âlemi çavdar karışık mezbeleye:
Mezbele: çöplük.
Not: Köse’ye göre, aaleme ( insanlara ) çöplük gibi ekmek yediriyormuş,
İttihat yönetimi.
kehle
isim, eskimiş Arapça kehle
Bit:
"Günah kirli, kehle yüklü / Çamaşırlarımı yudum."- A. M. Dıranas.
http://www.nedemek.org/Kehle+nedir
Hastalık, kehle, sefâlet saradursun, kol kol,
Sâde siz seyre bakın!
Not: “Hastalık, bit ve yoksulluk her yanı sarmış, siz İttihatçiler, bir şey
yapmadan öyle seyrediyorsunuz, milletin halini” demek istiyor, Köse İmam. F.L.A.
Akif yukarıda ki dizelerde, ”Günleri tersine çevir de eski devri geri getir gücün
yetiyorsa ama bunu yapamasın, keşke yapabilsen, o günler günümüze göre
daha iyiydi” demek istiyor, Hocazade de,
– Harb-i Umûmî bu, ayol!
“Genel savaştayız ( 1.Dünya Savaşı’ndayız ) elbette ki sorunlar olacak” diyerek,
İttihat devrini savunuyor. F.L.A.
zelil
Hor görülen, aşağı tutulan, aşağılanan
Örnek: Şımarık kantocu kim bilir hangi tesirler altında eski mütevazı, zelil,
ahiretlik olmuştu. R. N. Güntekin
http://www.nedirnedemek.com/zelil-nedir-zelil-ne-demek
– Niye hürriyyet için sürgüne gittindi?
Açıklama: Bu soruyu Hocazade ( Köse İmam’ın Hocasının oğlu ) Köse İmam’a
soruyor. Köse İmam devr-i sabığı yani eski devri ( özgürlüğün bir başka deyişle
hürriyetin olmadığı koyu 2.Abdülhamit dönemini ) savunmaktadır. Hocazade de
İmam’a eski devir iyiydi madem niye hürriyetçileri ( ittihatçıları ) savundun ve
bu yüzden 2.Abdülhamit devrinde seni sürgüne yolladılar diye soruyor.
Köse İmam’ın sonra ki sözlerine bakılırsa o da 2.Abdülhamit devrinden
şikâyetçiymiş ama İttihatçılardan da beklediğini bulamamış. F.L.A.
Servet-i Fünûn edebiyatı, Türk edebiyatında 1860'tan beri devam eden
"Doğu-Batı" mücadelesinin, Batı lehine sonuçlandığı dönemdir.
Bu dönemde Türk edebiyatı gerek zihniyet, gerek içerik, gerekse
teknik özellikler bakımından bütünüyle Batılı bir nitelik kazanmıştır.
Dönemin Siyasi Yapısı
Servet-i Fünûn edebiyatının anlaşılması için II. Abdülhamit döneminin
çok iyi bilinmesi gerekir. II. Abdülhamit (1876 -1909), Osmanlı Devleti'nin
34. padişahıdır. II. Abdülhamit tahta çıktığında (1876), Osmanlı Devleti
büyük bir bunalım içindeydi. Milliyetçi akımların etkisiyle Balkanlar'da
ayaklanmalar birbirini izliyordu. Yurt içinde meşrutiyet yanlısı görüşler
güçleniyordu. Abdülhamit tahta çıkar çıkmaz, 23 Aralık 1876'da, Osmanlı'nın
ilk anayasası olan Kanun-ı Esasiyi ilan etti. Meclis-i Meb'ûsân ve Ayan Meclisi
üyelerinden oluşan ilk Meclis, 19 Mart 1877'de açıldı. Böylece i. Meşrutiyet
dönemi başladı.
Alıntı… http://edebiyatforum.com/
lise-3-edebiyat-konu-anlatimi/servet-i-funun-edebiyatinin-olusumu.html
Yukarıda ki alıntıyla ilgili olarak genele yani ormana bakarsak eğer olayı şöyle görebiliriz.
Batı sömürgeciliği Osmanlı Devleti’ni ve Çarlık Rusyası’nı petrol yataklarına
sahip olmaları nedeniyle parçalayıp yutmak istiyoru. Bu 2 dev yapı milletlerden
ve farklı dinlere sahip insanlardan oluşmaktaydı. Bu yüzden milliyetçilik ve özgürlük
hareketini başlattılar. Balkan yenilgisi de bu hareketin bir sonucudur.
Bu siyasi ve kültürel çalkantılar Osmanlı ve Rus Edebiyatına yansımıştır.
Ünlü Rus Klasikleri bu döneme aittir.
Saltanatının elinden alınacağını gören 2.Abdülhamit milliyetçilik ve
özgürlükçülük ( hürriyetçilik ) akımlarını savunanlara karşı acımasız
davranıyordu. Paşa rütbesi ve maaşı vererek bir casuslar ordusu kurmuştu.
Namık Kemaller, Jön Türkler ( bir başka adıyla Genç Osmanlılar )
hep bu dönemin yansımalarıdır. Bu 2 imparatorluğun
( Osmanlı ve Çarlık Rusyası ) özünden çıkan Genç Türkiye Cumhuriyeti
ile SSCB batı sömürgeciliğine baraberce gereken dersi vermiştir.
Genç Türkiye Cumhuriyeti kurucusu olan Atatürk’ümüzden ve arkadaşlarından
Allah razı olsun. F.L.A.
Zuhûrî : Orta oyununda taklitçi.
(Ort. O.) Orta Oyunu kollarından biri olan zuhuri Kolu'-nu yöneten sanatçı.
Orta oyununda komik rolü yapan kimse.
http://www.nedirnedemek.com/zuhuri-nedir-zuhuri-ne-demek
maskara
sıfat
.
1. eğlendirici, güldürücü, hoş, sevimli.
2. (sövgü sözü olarak) onursuz, soytarı, rezil (kimse).
https://www.google.com.tr/#q=maskara+ne+demek
Murdar Farsça
Pis. Kirli. Mülevves. Temiz olmayan.
İslâmiyetin gösterdiği kaidelere uygun olmıyarak kesilmiş hayvan.
http://www.osmanlicaturkce.com/
Not: sapsarı veya kopkoyu çok fazla sarı ya da çok fazla koyu anlamına geldiğine göre,
Musmurdar da çok fazla kirli anlamına gelir. F.L.A.
Afak
Ufuklar. Yerle göğün birleştiği gibi görünen uzak dâire.
Etraf. Cihetler.
Mc: Görüş ve dönüş sınırları. (Zıddı: Enfüs'dür.)
http://www.osmanlicaturkce.com/
Not: burada âfâkı etrafı, kenarı anlamına geliyor. F.L.A.
Merdane Farsça
Erkekçesine. Merdcesine. Er'e yakışır surette.
Matbaada baskı, baskı makinelerinde ve ofset makinelerinde ise
plâteye değerek mürekkeb vermek; ve toprağı bastırmak gibi çeşitli
işlerde kullanılan silindir.
Yufka açmağa yarıyan oklava.
Erkek ayakkabısı.
http://www.osmanlicaturkce.com/?k=merd%C3%A2ne&t=%40
Not: Mert direnen demek olduğundan, haksızlıklara ve nefsani arzularına
karşı direnenlere yiğit, mert denir. Mert kelimesinin erkeklik anlamının
cinsiyetle ilgisi yoktur. Direnen erkek ve kadın cinsiyetine bakılmaksızın
mert olarak sıfatlandırılır. F.L.A.
Haya: Hicab, utanma, edeb, ar, namus. Allah korkusu ile günahtan kaçınmak.
siymek, -er(1. anlamı)
(nsz) Kedi, köpek işemek.
http://ne-demek.net/anlam%C4%B1/siymek-ne-demek.html
Not: Bu durumda siyemez işeyemez olmakta. Elbette ki burada değişmeceli
olarak, aşağılık insanlar bana zarar veremez, denmek isteniyor. F.L.A.
sell-i asâ
Not: Sözlüklerde bulamadım ama bilindiği üzere asâ sopa demektir.
Ağaçlardan yemiş koparmak, saldıran köpeklere karşı korunmak ve
Baston gibi dayanmak amacıyla özellikle çobanlar tarafından kullanılır.
O zaman asâyı salla anlamına gelebilir. F.L.A.
Ürümek Farsça
Havlamak. (İt ürür, kervan yürür) Ürüyen köpek ısırmaz: Tehdit savuran,
işi gürültüye boğan kimselerden yılmamak lâzım geldiğini anlatır.
http://www.osmanlicaturkce.com/?k=%C3%BCr%C3%BCmek&t=%40
tabî’î: elbette ki, doğal olarak. F.L.A.
sadâlar: sesler. F.L.A.
köçek: kadın giysisi giyerek kadınsı danslar eden erkek, erkek dansöz.
Bilindiği gibi dans eden kadına dansöz, erkeğe ise dansör denir.
Ek bilgi olarak, Osmanlıda erkeklerin dansöz seyretmesinin günah
olduğu düşünüldüğünden, dans eden köçekler seyredilirdi.
Elbette ki bu eşcinsel duyguların ortaya çıkmasına yol açan bir durumdur. F.L.A.
POMAKLAR KİMDİR ?
Pomaklar öncelikle Osmanlının balkan coğrafyasına bıraktığı miraslardan
birisi ve belkide en tartışmalı etnik kimliktir. Tartışmalı bir kimlik olmasının
en önemli sebebi balkanlarda politika sahibi ülkelerin pomaklarların
herhangi bir özelliğini ön plana çıkartarak kendi siyasi malzemeleri
olarak kullanma istekleridir.
https://www.pomak.eu/board/index.php?topic=120.0
parsa (nedir ne demek)
Bir izleyici topluluğu önünde yapılan gösteriden sonra toplanan para
Örnek: Ali direkten indikten sonra eline aldığı bir tepsi ile ahaliye
sarıldı ve parsa toplamaya başladı. R. N. Güntekin
Yağlı güreşlerde karşılaşmaların bitiminde pehlivanların seyircilerden
bağış yollu topladıkları para.
http://www.nedirnedemek.com/parsa-toplamak-nedir-parsa-toplamak-ne-demek
yekten
Birden, birdenbire.Durup dururken.
http://www.nedirnedemek.com/yekten-nedir-yekten-ne-demek
feylesofu: düşünürü, filozofu. F.L.A.
emsâli dehâlar : Örnek oluşturan dahi kişiler.
Dahi: Eşine ender rastlanır, hârikulâde zekâ, fatanet ve hikmet sâhibi.
http://www.osmanlicaturkce.com/?k=dahi&t=%40
Ma'rifet
Bilme, bir şeyi cüz'i vecihle bilmek. Hüner. Üstadlık. San'at.
Tuhaflık, garib hareket. Vasıta, tavassut.
İlim ve fenlerle tahsil olunan mâlumat. İrfan kazanmak. (Bak: İrfân)
http://www.osmanlicaturkce.com/?k=ma%E2%80%99rifet&t=%40
İctimaî: Topluluğa ait, birlikte yaşayanlara dair. Cemiyet hayatına
ait ve müteallik. Sosyal.
http://www.osmanlicaturkce.com/?k=%C4%B0ctim%C3%A2%C3%AE&t=%40
Neşve
(Nişve - Nüşve) Sevinç, keyif.
Büyümek ve yetişmek.
Koklamak.
Rayiha.
Bir şeyi tekrarlamak.
Mest ve sarhoş olmak.
İyice duyup vâkıf olmak.
http://www.osmanlicaturkce.com/?k=ne%C5%9Fve&t=%40
vâiz: vaaz veren yani dini bilgileri anlatıp vaaz eden ( ortaya koyan ). F.L.A.
Peştahta ne anlama gelir?
Çalışma masası olarak kullanılan çekmece. 2. Sarrafların üstünde
para saydıkları tahta.
http://www.sozlukanlaminedir.net/pestahta-nedir-pestahta-ne-demektir/
Tekmil
Bitirmek, tamamlamak. Kemâle erdirmek.Tam, bütün, eksiksiz.
http://www.osmanlicaturkce.com/?k=tekmil&t=%40
kızıl kâfir
Alıntı.. Yukarıdaki dizelerin II. Abdülhamid’e ait olduğuna dair kesin bir belirti yok.
Ancak o dönem Sultan Abdülhamid için çokça kullanılan “kızıl kafir” sözüyle başlıyor bütün bu yergiler.
https://foyuk.wordpress.com/
2014/08/05/yildizdaki-baykus-mehmet-akifin-ii-abdulhamid-hakkinda-gorusleri/
Not: alıntıdan anlaşıldığına göre kızıl kâfir Sultan II. Abdülhamit olmakta. F.L.A.
bahtıma: talihime, şansıma. F.L.A.