Sayac


Fatih Lütfü AYDIN
Hoş Geldiniz

Peygamberimizin Cok Esliligi

ELMALILI HAMDİ YAZIR’dan AHZAP SURESİ

ve

Peygamber Efendimizin Evliliklerinin Sebep ve Hikmetleri Prof.Dr. Mehmet SOYSALDI’dan Sonuç Alıntısı

33-el-AHZÂB

Medine'de nâzil olmuştur. 73 (yetmişüç) âyettir. "Ahzâb", "hizb"in çoğuludur. Topluluk, gurup, bölük, parti gibi manalara gelir. Her gün mutad olarak devam edilen dua demetine, Kur'an cüzünün dörtte birine de hizip denir. Bu sûrede, müslümanlara karşı savaşmak üzere birleşen Arap kabilelerinden bahsedildiği için, bu isim verilmiştir. (Rivayete göre, bir takım ileri gelen müşrikler "Uhud" savaşından sonra Medine'ye gelmişler, münafıkların lideri Abdullah b. Übeyy'in evine misafir olmuşlardı. Hz. Peygamber bunlara, kendisiyle görüşmek üzere emân vermişti. Bu görüşme esnasında Resûlullah'a: Sen bizim taptıklarımızı diline dolamaktan vazgeç, "onlar menfaat sağlayabilir, şefâat edebilir" de, biz de seni Rabbinle başbaşa bırakalım, dediler. Orada bulunan müslümanların canları sıkıldı, onları öldürmek istediler. Bunun üzerine, verilmiş olan emânın bozulması konusunda Allah'tan korkmalarını ve kâfirler ile münafıkların sözlerine boyun eğmemelerini, Resûlullah'ın şahsında müminlerden isteyen 1. âyet nâzil oldu.

Ahzap,

50.- Elmalılı Hamdi Yazır.

 -Ey peygamber! Biz bilhassa sana şunları helâl kıldık: Mehirlerini vermiş olduğun eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak ihsan buyurduklarından sahip olduğun cariyeleri, amcalarının kızlarından, halalarının kızlarından, dayılarının kızlarından, teyzelerinin kızlarından seninle beraber hicret etmiş olanları, bir de mümin bir kadın kendini peygambere hibe ederse, peygamber nikâh etmek istediği takdirde, onu başka müminlere değil de sadece sana mahsus olmak üzere helâl kıldık. Onlara eşleri ve cariyeleri hakkında neyi farz kıldığımızı biliyoruz. Bunlar sana hiçbir darlık olmaması içindir. Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.

Not: “başka müminlere değil de sadece sana mahsus olmak üzere helâl kıldık” Ahzap 50’deki bu bölümde anlatılan bu durum, Peygamberimizin evliliklerindeki hikmetler nedeniyledir.
Hikmet:Hz. Allah’ın bir şeyi yapışının altında yatan özel nedendir.F.L.A.

51.- Elmalılı Hamdi Yazır.

- Onlardan dilediğini geri bırakır, dilediğini yanına alırsın. Sırasını geri bıraktığın kadınlardan dilediğini yanına almanda da sana bir günah yoktur. Onların gözleri aydın olup üzülmemelerine ve kendilerine verdiğin ile hepsinin hoşnut olmalarına en elverişli olan budur. Allah kalblerinizd e kini bilir. Allah her şeyi bilir ve yumuşak davranır.

 

52.- Elmalılı Hamdi Yazır.

- Bundan başka kadınlar sana helâl olmaz. Bunları başka eşlerle değiştirmek de olmaz. İsterse güzellikleri hoşuna gitsin. Ancak sahip olduğun cariyen başka. Allah her şeye gözcü bulunuyor.

 

Yukarıda ki 3 ayetin Elmalılı Hamdi Yazır Yorumu.

50- Ey Peygamber! Biz sana özellikle şunları helal kıldık. Bu âyette, peygambere, layık ve faziletli olan hanımlar zikredilmiş ve

beyan buyurulmuştur. Çünkü;

1- "Ecir"lerini yani, mehirlerini verdiğin hanımların. Şüphesiz mehıri verilmiş olan hanımın gönlü verilmeyenden daha hoştur.

2- Bir kimsenin bizzat kendisini n katıldığı savaşta ganimet olarak sahip olduğu cariye, elbette satın aldığı cariyeden daha temiz ve daha şüphesizdir.

3- Kendisi ile birlikte hicret eden akrabaları da hicret etmeyenlerinden daha şereflidir. Bununla birlikte bazılarının dediği gibi, mehrin önce verilmesi peygamberin özelliklerinden olması da ihtimal dahilindedir. Nitekim amca ve hala, dayı ve teyze kızlarının helal olmasında seninle birlikte hicret edenler, diye kayıtlanmasında Peygamberin özelliğinin olması ağır basmaktadır.

Bunu şu rivayet de destekler: Ebu Talib'in kızı Ümmühanî şöyle demiştir: "Resulullah (s.a.v.) önceleri, benimle evlenmek istemişti, ben özür diledim; o da özürümü kabul etti. Sonra da Allah Teâlâ bu âyeti indirdi; ben ona helal olmadım. Çünkü ben onunla h icret etmemiştim. Ben Tuleka'dan, yani serbest bırakılanlardandım." Bunun gibi Ve kendisini Peygambere hibe eden mümin bir kadın, yani kendisinin mehirsiz olarak Peygambere nikahlanmasına razı olan kadın, fakat bu mutlak değil, Peygamber O'nu nika h etmek istediği takdirde, böyle mehirsiz olarak nikah da Peygamberin özelliklerindendir. Bazıları Meymune binti Haris, Zeyneb binti Huzeymetel-Ensariye, Ümmü Şerike binti Câbir ve Havle binti Hakîm, bu şekilde kendilerini bağışlamışlardı demiş ise de, İbn ü Abbas bunun gerçekten meydana gelmediğini, yani Peygamberin bu şekilde hiçbir kadın ile evlenmediğini söylemiştir. Bütün bunlar sırf sana mahsus olmak üzere helal kılındı müminlere değil, çünkü zikrolunan kayıtlarla hepsinin helal olması diğer mü m inler hakkında gerçekleşmiş değildir. Sayıca da, şekilce de fark vardır. Onlara hanımları ve "mülk-i yeminleri" olan cariyeleri hakkında farz kıldığımız, takdir buyurup karara bağladığımız hükümleri gerçekten bilmişizdir. Yani onlara layık olanı menfaa t ve yararlarını bilerek takdir etmişiz ve bildirmişizdir ki, Nisa Sûresi'nde geçtiği üzere dörde kadardır, onun için bu beyan olunanları diğer müminlere değil, sadece sana helal kıldık. Şunun için ki

sana hiçbir zorluk, bir darlık olmasın. Olmasın da kalbin huzur içinde ilahî vahyin ortaya çıktığı yer olsun.

51- Onlardan dilediğini geriye bırakırsın. Dilediğini de yanına alırsın. Birden çok hanımı olanlara sıra ile bir nöbet izlemek vaciptir. Buna "Kasm" denilir. Fakat Peygamberin özelliklerinden olmak üzere ona "Kasm" vacip kılınmayıp kendi dilemesine bırakılıyor. Azlettiğin, yani bıraktığın yahut boşadığından arzu ettiğine dönmen durumunda da üstüne bir günah yoktur. Bu hüküm, yani tertib üzere nöbetle "Kasm" sana vacip kılınmayıp b ö yle senin arzu ve dilemene bırakılması onların gözlerinin aydın olmasına ve gözleri aydın olup da üzülmemelerine ve senin kendilerine verdiğin ile yaptığın davranış ve ihsan ile hepsinin hoşnud olmalarına daha elverişlidir. Çünkü o, bir kere hepsi n in eşit oldukları bir hükümdür, sonra sen aralarını eşit tutar "Kasm" yaparsan, onu senin bir ihsanın bilerek sevineceklerdir. Ve eğer bazısını tercih edecek olursan, onu da Allah'ın bir hükmüyle yaptığını bilecekler, yine gönülleri hoş olacaktır. bundan a nlaşılır ki hanımları sevindirmek, gönüllerini hoş etmek de şeriatın gözettiği maksatlardandır. Kalblerinizdekini Allah bilir. Hatırınızdan neler geçiyor, gönüller neler istiyor, ne duyguda, ne niyette bulunuyor hepsini bilir. Onun için kalplerinizi d e güzel tutmaya çalışın. "Allah her şeyi bilir ve yumuşak davranır." ALÎM, mübalağa ile alîm, çok, pek çok bilir; onun için gizli açık neyiniz varsa bilir. Fakat halimdir, ceza vermekte acele edivermez, mühlet verir, ihmal etmez; o halde cezanın geri bırakılmasından dolayı aldanmamalı ve çok titizlik etmemelidir.

52- Sana bundan öte kadınlar helal olmaz. Muhayyer kılınıp da seni tercih eden dokuz hanımından başka kadınla evlenmek caiz olmaz. Bu hanımlar, Aişe binti Ebi Bekr, Hafsa binti Ömer, Ümmü Habibe binti Ebî Süfyan, Sevde binti Zem'a, Ümmü Seleme binti Ebi Ümeyye, Safiyye binti Huyeyyi'l-Hayberiye, Meymune binti'l-Harisi'l-Lilâliye, Zeyneb binti Cahşi'l-Esediye, Cüveyriye binti'l-Hârisi'l-Mustalikıyyedir. Allah hepsinden razı olsun. Onları başka hanımlara değiştirmen de olmaz. Yani bunları boşayıp yerlerine başka kadınlarla evlenmen de caiz olmaz. Onlar Allah ve Resulü'nü seçtikleri için Allah Teâlâ da onlara böyle ikram ve lutufda bulunmuş, Resulullah (s.a.v.)de vefatına kadar sadece bu h a nımlarla evli kalmış vefatında da onlar müminlerin anaları olarak kalmışlardı. Güzellikleri hoşuna gitse bile. Alacağın kadınların güzellikleri, senin takdirine layık olmaları varsayılsa bile helal olmaz. İbni Atiyye tefsirinde der ki: Bu

ifade, bir ada mın evlenmek istediği kadına bakmasının caiz olduğuna delildir. Nitekim Mugire b. Şu'be ve Muhammed b. Mesleme hadisleriyle Sünen'de de varid olmuştur. Ancak elinin altında bulunan cariyeler hariç. Çünkü onlar helal bununla birlikte Allah her şey i gözetliyor. Onun için O'ndan korkmalı, koyduğu sınırları aşmamalı, helalden harama geçmemeli. Yukardaki ayetin eki mahiyetinde olan bu son cümle, yukarsını tamama erdirirken aşağısına bir ön giriş oluyor.

Peygambere bu seslenişten sonra evi ve hanımları hakkında hukukî düzenlemelerle ilgili olmak üzere, insanların gözetmekle yükümlü oldukları görevleri beyan için, genel olarak bütün iman edenlere şöyle sesleniliyor:

< -------------------------------->

 _                                                                                                                                                                                                                                              

 

Peygamber Efendimizin Evliliklerinin Sebep ve Hikmetleri Prof.Dr. Mehmet SOYSALDI

http://web.firat.edu.tr/msoysaldi/efendimizinevlilikleri.pdf

adresinde ki pdf dosyasından alıntıdır.

Sonuç: Peygamber Efendimizin evliliklerinin; hukukî, siyasî, sosyal ve eğitimle ilgili çeşitli sebepleri vardır. Bu sebepleri kısaca şöyle özetleyebiliriz:

1.İslam toplumunun eğitilmesinde Hz. Peygamberin evliliklerinin önemli bir yeri vardır. Rasulullah, özellikle kadınlarla ilgili birtakım İslami kaide ve esasların öğretilmesinde yine kadınlardan yardım almak ihtiyacı hissetmiştir. Kadınların yaşayışıyla ilgili öyle günlük meseleler vardı ki, bir hanım bunlar hakkında gerekli bilgiyi utanma duygusuna kapılmaksızın bir erkekten isteyip elde edemez. İşte bu sebeple Rasulullah hanımlarını, Müslüman kadınlar için adeta bir hukuk danışmanı olarak vazifelendirmiştir. Nitekim Hz. Aişe ve Hz. Hafsa bu konuda çok büyük bir vazife icra etmişlerdir.

2.Hz. Peygamberin evliliklerinden bir kısmı fedakâr ve cefakâr Müslüman kadınları himaye, onları takdir etme ve itibarlarını koruma gayesine yönelikti. Mekke döneminde Müslüman olan bazı kadınlar işkenceye maruz kalmışlar, Habeşistan’a daha sonra da Medine’ye hicret etmişler, kocaları vefat etmiş; birkaç çocukla ortada kalmışlardı. Aileleri de Mekke’de müşrik oldukları için onların yanlarına da dönemiyorlardı. İşte Hz. Peygamber, onları himaye etmek ve çocuklarını da bakım altına almak istemiş, böylece onlarla nikâhlanmıştır. Sevde binti Zem’a, Zeyneb binti Huzeyme, Ümmü Seleme ve Ümmü Habibe bu hususa örnektir.

3.Hz. Peygamber bazı evliliklerini ise, evlendiği hanımın kabilesini İslama ısındırmak, o kabile ile Müslümanlar arasındaki düşmanlığı gidermek için yapmıştır. Cüveyriye ve Safiyye ile evliliği buna örnektir.

4.Hz. Peygamberin bazı evlilikleri de yeni İslamî bir hükmün topluma kazandırılması amacını taşıyordu. Zeynep binti Cahş ile evliliği buna örnektir.

5.Hz. Peygamberin bazı evlilikleri, yakın dostları, çevresi ile irtibatının, evlilik yoluyla kurulan akrabalıkla güçlendirilmesine yönelik idi. Mesela Hz. Ebu Bekir’in kızı Hz. Aişe ve Hz. Ömer’in kızı Hz. Hafsa ile evliliği buna örnek gösterilebilir. Demek ki Rasulullah’ın evliliklerinin ilahi planın bir parçası olarak cereyan ettiğini görmekteyiz. Onun, Medine dönemindeki evliliklerini nefsanî arzuları için yapmadığının açık delili, bu hanımlarının çoğunun dul ve nispeten yaşlı olmalarıdır. Rasulullah’ın bu evlilikleri ya büyük bir kavmin İslama girmesine vesile olmuş ya büyük bir devlet adamının gönlünü almış ya daha önceden sürüp gelen bir cahiliye âdetini ortadan kaldırmış ya da savaşlarda şehit düşen bir müslümanın hanım ve çocuklarını koruması altına almasını sağlamıştır. Eğer nefsi için evlenseydi bakire, genç ve güzel hanımları bulması O’nun için zor olmazdı. 40 İbn Sa’d, age., VIII, 212, 213. 41 Sarmış, age., s.289. 11

Bugün nefsanî isteklerini tatmin etmek için mevcut aile mutluluğunu bozarak birden fazla evlilik yapan ve onlar arasında adaleti koruyamayan kimseler, boş yere Rasulullah’ı örnek aldıklarını iddia etmesinler. Çünkü bütün bu zor şartlara rağmen Rasulullah hanımları arasında adaleti korumuş, birini diğerine tercih etmemiştir.

< -------------------------------->

 

Sayfa Başına Dönün 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol